Bekir Karadeniz
Nazar Et
KaraMavi Yayınları
1. Baskı, 2016
ISBN 978-605-5825-87-4
12,5 x 19,5 cm, 128 Sayfa
75,- ₺
Kitap İstek FormuNazar Et
KaraMavi Yayınları
1. Baskı, 2016
ISBN 978-605-5825-87-4
12,5 x 19,5 cm, 128 Sayfa
75,- ₺
Alemde
Fasl-ı bahar devridaim eder imiş alemde
Musa olan kurtla koyun güder imiş alemde
Şerden hayır devşirip de idrak eden bir kişi
Pay eylermiş külli varı atar imiş alemde
Ferhat kendi yaratmıştır dil verdiği Şirin’i
Saklamış ya bir sır gibi kimse bilmez yerini
Aşktır başı aşktır sonu yoktur daha derini
Her şey başlayıp onunla biter imiş alemde
Süleyman anlasa bile her canlının dilinden
Çok çekmiştir cümle cihan cahillerin elinden
Ondandır ki tufan çıkar gözlerimin selinden
Zevrak olmayan Deniz’de batar imiş alemde
* * *
İlişme
Madem değişmiyor gidişin sonu
Çıkıp gökyüzünde aya ilişme
Geri gelmez oku çekme sadaktan
Uzatma elini yaya ilişme
Tek doğru değilsin dikine gitme
Yönü bilmediğin çöllerde yitme
Kurtarırım diye huzursuz etme
Yaşıyor cümlesi köye ilişme
Kovalama artık gidip kaçmışı
Bir canlı da olsa kucak açmışı
Sorup durma art niyetle geçmişi
Her insan insandır soya ilişme
Bin bir cevher dolu zerre çamurda
Kimsenin hakkı yok garip samurda
Her damlanın kadri vardır ömürde
Neler barındırır koya ilişme
Doğru bildiğini eyleme tehir
Zamanı geçerse olurmuş zehir
Bırak vadilerden çağlayıp nehir
Dökülsün Deniz’e çaya ilişme
* * *
Beni
Zalim karşısında susarsam eğer
Koymayın kapıya bacaya beni
Bazen bir tek kelam bir ömre değer
Saymayın manasız heceye beni
Göçüp gidenlerin kapısı örtük
Yağmurda çamurda abası yırtık
Hayır gelmez ise gündüzden artık
Salmayın zifiri geceye beni
İnsan geçer bazı insan yerine
Alemi sığdırır bir gün serine
Atacak olduktan sonra derine
Çekmeyin doruğa yüceye beni
İyidir derler hep zihnin açığı
Olmazmış insanın tamı buçuğu
Ayırmayın asla büyük küçüğü
Eş tutun dev ile cüceye beni
Acaba kim verir gücünü yelin
Kırmayın insanın gönlünü alın
Günü geldiğinde Deniz’e salın
Vermeyin rahibe hocaya beni
* * *
Aklıma Gelmezdi
Kırk yıl ağlayıp da böyle halime
Güleceğim hiç aklıma gelmezdi
Yoldaşlık ederek gonca gülüme
Solacağım hiç aklıma gelmezdi
Hangi sel ola ki ben gibi taşkın
Önüne set gelmez böylesi aşkın
Araf’ın düzünde umutsuz şaşkın
Kalacağım hiç aklıma gelmezdi
Eğer yeri varsa gönülde serde
Bir söz çare olur amansız derde
Gökte arar iken Leyla’yı yerde
Bulacağım hiç aklıma gelmezdi
El etek çekmişim dağdan ovadan
Nur yağsa istemem artık havadan
Kırk yıl bekleyip de canı yuvadan
Salacağım hiç aklıma gelmezdi
Razı değil idim gözün yummana
Yolcu ettin çöl Yemen’e Amman’a
Deniz’den kaçıp da derin ummana
Dalacağım hiç aklıma gelmezdi
* * *
Hanesinde
Ağyare rakibiz yarene yaren
Hoş gele cümlesi dar hanesinde
Niran u tamu hep bir neticede
Erdiysek vuslata yar hanesinde
Rah-ı hakikatte huruç eyleyip
Hak aşkıyla nice engin boylayıp
Leyl ü nehar daim ismin söyleyip
İçmişiz iksiri mar hanesinde
Softalar verse de katle fermanı
Rüstem ile pay ederiz harmanı
Her derdin içinde gizli dermanı
Alınca demini sır hanesinde
Yarin aşkı ile zikir edenin
Cihana faydalı fikir edenin
Kanaat getirip şükür edenin
İşi olmaz imiş var hanesinde
Deniz’lerden nice katre derdik ya
Derdik de murada böyle erdik ya
Bu alemi bir tek pula verdik ya
Kalmadı ahımız kar hanesinde
* * *
An Meselesi
Ey yarenler aşk narına
Yakılmam an meselesi
Mansur ile hak darına
Çekilmem an meselesi
Dumanlar çıkar serimden
Kanlar süzülür derimden
Kıpırdarsam bir yerimden
Yıkılmam an meselesi
Ömür boyu kaldım yadda
Pişemedim narda odda
Bir ağaç dibine Xod’da
Ekilmem an meselesi
Yad oldum şehire köye
Ahire ermezmiş gaye
Bu alemde ibret diye
Bakılmam an meselesi
Hedef olup vurgunlara
Sarmaya ak yorganlara
Şimdi yağlı urganlara
Takılmam an meselesi
Cümle alem her bakımdan
Kurtaramaz ki yükümden
Bir fidan gibi kökümden
Sökülmem an meselesi
Kadıların sorusuna
Razı oldum yarısına
Nesimi’nin derisine
Dikilmem an meselesi
Belki bir gün daha erken
Artık son lokmamı yerken
Eğilmem kırılmam derken
Bükülmem an meselesi
Kendimden kaçıp Deniz’e
Kaçkar’dan uçup denize
Çoruh’tan geçip denize
Dökülmem an meselesi
* * *
Derman Olur
Feryad u figanla yürek sızlatan
Bülbülün derdine gül derman olur
Bazen diz dizeyken kendin özleten
Mecnun sevdasına çöl derman olur
Bilirim gelecek benim de sıram
Bu aşkın yanında dert değil verem
Tutuşup bir ahla yansa da Kerem
Sonunda Aslı’ya kül derman olur
Daha doğmamışken kertilir ise
En son terazide tartılır ise
Nuh ile tufandan kurtulur ise
Deniz’de kalana sal derman olur
* * *
Nazar Et
Ezelden ebede gideriz böyle
Kevn ü mekandaki hale nazar et
İster leyl ü nehar sad kelam eyle
Hakikate yakın dile nazar et
Sacur reva mıdır bezm-i cihane
Huri gılman olmuş zat-ı şahane
Raks edip dönmeler külli bahane
Kisb ü kar edecek pula nazar et
Berat-ı hümayun bab-ı alinin
Kıymeti nerdedir Bektaş Veli’nin
Zeheb-i zaibtir Derya selinin
Kervan-ı adem-i kula nazar et
* * *
Zeynep
Sensiz ne yazarsa yazsın ol kalem
Beterdir Araf’ın düzünden Zeynep
Ağlar isen batar koskoca alem
Nuh tufanı kopar gözünden Zeynep
Kem diller adımı anarsa bir gün
Lokmasın kanıma banarsa bir gün
Sahralar damlayla kanarsa bir gün
Bil ki senin sevdan yüzünden Zeynep
Bilinmez insanın cefası kastı
Aslına yakışır her samur postu
Çağırırsan gelir düşmanı dostu
Alem kilitlenir sözünden Zeynep
Yoktan öte bir yokluğu var etmez
Yarini ağyara yarsa yar etmez
Sen varken buzdağı olsa kar etmez
Deniz’ler tutuşur közünden Zeynep
* * *
Gurbette
Eriyip tükendim sıladan uzak
Anladım doğrulmaz belim gurbette
Her adımda saklı başka bir tuzak
Sahipsiz kalacak ölüm gurbette
Dışarım buz keser Kerem’dir özüm
Dostuma dönmeye tutmuyor dizim
Düzensizdir artık yad elde sazım
Buluşmaz mızrapla telim gurbette
İyi olmaz imiş kem söz yarası
Yükünden ağırdır belli darası
Ne Deniz’i kaldı ne de Kara’sı
Damla bile değil selim gurbette
* * *
Dağlar
Kervanın halini görmez misiniz
Neden dumanlıdır başınız dağlar
Ağustosta geçit vermez misiniz
Hiç belli değildir işiniz dağlar
Elde tutulmalı dirgenle yaba
Menzile ermeye gerekir çaba
Uçarmış atmaca kartal akbaba
Yüksekte alıcı kuşunuz dağlar
Gurbette kalanın hali çok yaman
Kimi ayrı düştü yarden bir zaman
Bulamaz sizlerde hiç kimse aman
Daima çatıktır kaşınız dağlar
Aşıkları destan olmuş dillerde
Yaylacılar çadır kurar bellerde
Garipler kalsa da yaban ellerde
Yiğide konaktır döşünüz dağlar
Bakarsın ki gelir Deniz’e çağrı
Kimi dik yükselir kimi de eğri
Erciyes Toroslar Süphan’la Ağrı
Bir de Kaçkar ile beşiniz dağlar
* * *
Gel
Çık düze
Salın gel
Sür göze
Alın gel
Yorulsun
Durulsun
Sarılsın
Kolun gel
Kerterler
Örterler
Tartarlar
Malın gel
Deniz boş
Bağrın taş
Eğme kaş
Yalın gel
Fasl-ı bahar devridaim eder imiş alemde
Musa olan kurtla koyun güder imiş alemde
Şerden hayır devşirip de idrak eden bir kişi
Pay eylermiş külli varı atar imiş alemde
Ferhat kendi yaratmıştır dil verdiği Şirin’i
Saklamış ya bir sır gibi kimse bilmez yerini
Aşktır başı aşktır sonu yoktur daha derini
Her şey başlayıp onunla biter imiş alemde
Süleyman anlasa bile her canlının dilinden
Çok çekmiştir cümle cihan cahillerin elinden
Ondandır ki tufan çıkar gözlerimin selinden
Zevrak olmayan Deniz’de batar imiş alemde
* * *
İlişme
Madem değişmiyor gidişin sonu
Çıkıp gökyüzünde aya ilişme
Geri gelmez oku çekme sadaktan
Uzatma elini yaya ilişme
Tek doğru değilsin dikine gitme
Yönü bilmediğin çöllerde yitme
Kurtarırım diye huzursuz etme
Yaşıyor cümlesi köye ilişme
Kovalama artık gidip kaçmışı
Bir canlı da olsa kucak açmışı
Sorup durma art niyetle geçmişi
Her insan insandır soya ilişme
Bin bir cevher dolu zerre çamurda
Kimsenin hakkı yok garip samurda
Her damlanın kadri vardır ömürde
Neler barındırır koya ilişme
Doğru bildiğini eyleme tehir
Zamanı geçerse olurmuş zehir
Bırak vadilerden çağlayıp nehir
Dökülsün Deniz’e çaya ilişme
* * *
Beni
Zalim karşısında susarsam eğer
Koymayın kapıya bacaya beni
Bazen bir tek kelam bir ömre değer
Saymayın manasız heceye beni
Göçüp gidenlerin kapısı örtük
Yağmurda çamurda abası yırtık
Hayır gelmez ise gündüzden artık
Salmayın zifiri geceye beni
İnsan geçer bazı insan yerine
Alemi sığdırır bir gün serine
Atacak olduktan sonra derine
Çekmeyin doruğa yüceye beni
İyidir derler hep zihnin açığı
Olmazmış insanın tamı buçuğu
Ayırmayın asla büyük küçüğü
Eş tutun dev ile cüceye beni
Acaba kim verir gücünü yelin
Kırmayın insanın gönlünü alın
Günü geldiğinde Deniz’e salın
Vermeyin rahibe hocaya beni
* * *
Aklıma Gelmezdi
Kırk yıl ağlayıp da böyle halime
Güleceğim hiç aklıma gelmezdi
Yoldaşlık ederek gonca gülüme
Solacağım hiç aklıma gelmezdi
Hangi sel ola ki ben gibi taşkın
Önüne set gelmez böylesi aşkın
Araf’ın düzünde umutsuz şaşkın
Kalacağım hiç aklıma gelmezdi
Eğer yeri varsa gönülde serde
Bir söz çare olur amansız derde
Gökte arar iken Leyla’yı yerde
Bulacağım hiç aklıma gelmezdi
El etek çekmişim dağdan ovadan
Nur yağsa istemem artık havadan
Kırk yıl bekleyip de canı yuvadan
Salacağım hiç aklıma gelmezdi
Razı değil idim gözün yummana
Yolcu ettin çöl Yemen’e Amman’a
Deniz’den kaçıp da derin ummana
Dalacağım hiç aklıma gelmezdi
* * *
Hanesinde
Rüsvai’ye yarı nazire
Ağyare rakibiz yarene yaren
Hoş gele cümlesi dar hanesinde
Niran u tamu hep bir neticede
Erdiysek vuslata yar hanesinde
Rah-ı hakikatte huruç eyleyip
Hak aşkıyla nice engin boylayıp
Leyl ü nehar daim ismin söyleyip
İçmişiz iksiri mar hanesinde
Softalar verse de katle fermanı
Rüstem ile pay ederiz harmanı
Her derdin içinde gizli dermanı
Alınca demini sır hanesinde
Yarin aşkı ile zikir edenin
Cihana faydalı fikir edenin
Kanaat getirip şükür edenin
İşi olmaz imiş var hanesinde
Deniz’lerden nice katre derdik ya
Derdik de murada böyle erdik ya
Bu alemi bir tek pula verdik ya
Kalmadı ahımız kar hanesinde
* * *
An Meselesi
Ey yarenler aşk narına
Yakılmam an meselesi
Mansur ile hak darına
Çekilmem an meselesi
Dumanlar çıkar serimden
Kanlar süzülür derimden
Kıpırdarsam bir yerimden
Yıkılmam an meselesi
Ömür boyu kaldım yadda
Pişemedim narda odda
Bir ağaç dibine Xod’da
Ekilmem an meselesi
Yad oldum şehire köye
Ahire ermezmiş gaye
Bu alemde ibret diye
Bakılmam an meselesi
Hedef olup vurgunlara
Sarmaya ak yorganlara
Şimdi yağlı urganlara
Takılmam an meselesi
Cümle alem her bakımdan
Kurtaramaz ki yükümden
Bir fidan gibi kökümden
Sökülmem an meselesi
Kadıların sorusuna
Razı oldum yarısına
Nesimi’nin derisine
Dikilmem an meselesi
Belki bir gün daha erken
Artık son lokmamı yerken
Eğilmem kırılmam derken
Bükülmem an meselesi
Kendimden kaçıp Deniz’e
Kaçkar’dan uçup denize
Çoruh’tan geçip denize
Dökülmem an meselesi
* * *
Derman Olur
Feryad u figanla yürek sızlatan
Bülbülün derdine gül derman olur
Bazen diz dizeyken kendin özleten
Mecnun sevdasına çöl derman olur
Bilirim gelecek benim de sıram
Bu aşkın yanında dert değil verem
Tutuşup bir ahla yansa da Kerem
Sonunda Aslı’ya kül derman olur
Daha doğmamışken kertilir ise
En son terazide tartılır ise
Nuh ile tufandan kurtulur ise
Deniz’de kalana sal derman olur
* * *
Nazar Et
Ezelden ebede gideriz böyle
Kevn ü mekandaki hale nazar et
İster leyl ü nehar sad kelam eyle
Hakikate yakın dile nazar et
Sacur reva mıdır bezm-i cihane
Huri gılman olmuş zat-ı şahane
Raks edip dönmeler külli bahane
Kisb ü kar edecek pula nazar et
Berat-ı hümayun bab-ı alinin
Kıymeti nerdedir Bektaş Veli’nin
Zeheb-i zaibtir Derya selinin
Kervan-ı adem-i kula nazar et
* * *
Zeynep
Sensiz ne yazarsa yazsın ol kalem
Beterdir Araf’ın düzünden Zeynep
Ağlar isen batar koskoca alem
Nuh tufanı kopar gözünden Zeynep
Kem diller adımı anarsa bir gün
Lokmasın kanıma banarsa bir gün
Sahralar damlayla kanarsa bir gün
Bil ki senin sevdan yüzünden Zeynep
Bilinmez insanın cefası kastı
Aslına yakışır her samur postu
Çağırırsan gelir düşmanı dostu
Alem kilitlenir sözünden Zeynep
Yoktan öte bir yokluğu var etmez
Yarini ağyara yarsa yar etmez
Sen varken buzdağı olsa kar etmez
Deniz’ler tutuşur közünden Zeynep
* * *
Gurbette
Maksut Feryadi’ye nazire
Eriyip tükendim sıladan uzak
Anladım doğrulmaz belim gurbette
Her adımda saklı başka bir tuzak
Sahipsiz kalacak ölüm gurbette
Dışarım buz keser Kerem’dir özüm
Dostuma dönmeye tutmuyor dizim
Düzensizdir artık yad elde sazım
Buluşmaz mızrapla telim gurbette
İyi olmaz imiş kem söz yarası
Yükünden ağırdır belli darası
Ne Deniz’i kaldı ne de Kara’sı
Damla bile değil selim gurbette
* * *
Dağlar
Kervanın halini görmez misiniz
Neden dumanlıdır başınız dağlar
Ağustosta geçit vermez misiniz
Hiç belli değildir işiniz dağlar
Elde tutulmalı dirgenle yaba
Menzile ermeye gerekir çaba
Uçarmış atmaca kartal akbaba
Yüksekte alıcı kuşunuz dağlar
Gurbette kalanın hali çok yaman
Kimi ayrı düştü yarden bir zaman
Bulamaz sizlerde hiç kimse aman
Daima çatıktır kaşınız dağlar
Aşıkları destan olmuş dillerde
Yaylacılar çadır kurar bellerde
Garipler kalsa da yaban ellerde
Yiğide konaktır döşünüz dağlar
Bakarsın ki gelir Deniz’e çağrı
Kimi dik yükselir kimi de eğri
Erciyes Toroslar Süphan’la Ağrı
Bir de Kaçkar ile beşiniz dağlar
* * *
Gel
Çık düze
Salın gel
Sür göze
Alın gel
Yorulsun
Durulsun
Sarılsın
Kolun gel
Kerterler
Örterler
Tartarlar
Malın gel
Deniz boş
Bağrın taş
Eğme kaş
Yalın gel