Bekir Karadeniz
Zamansız Şiirler
KaraMavi Yayınları
2. Baskı, 2020
ISBN 978-605-5825-00-3
12,5 x 19,5 cm, 144 Sayfa
90,- ₺
Kitap İstek FormuZamansız Şiirler
KaraMavi Yayınları
2. Baskı, 2020
ISBN 978-605-5825-00-3
12,5 x 19,5 cm, 144 Sayfa
90,- ₺
Zamansız
Çark-ı devran yanlış döner ezeli
Kurudu bağında güller zamansız
Gönül gözü görmüş iken güzeli
Ayrıldı sılada yollar zamansız
İçi sağlam dışı çürüktü daim
Gönlü bu sevdadan kırıktı daim
Sevgi yüreğinde birikti daim
Konuşmaz lal oldu diller zamansız
Zehirle boşaltıp sunulan camla
Ömür böyle geçti çiğ ile hamla
Elli yıl doldu da küçük bir damla
Götürdü Deniz’e seller zamansız
Sevdiğim
Bir insan ömrüne değer zamanda
Süründüğüm boşunaymış sevdiğim
Evvelde ahirde ahd u amanda
Göründüğüm boşunaymış sevdiğim
Bazı yeraltına bazı üstüne
İner çıkar mekan olur dostuna
Cahiller destinde abdal postuna
Sarındığım boşunaymış sevdiğim
Arşa çıkarınca beni kederim
Semada bulutu turap ederim
Gülmez imiş diye kötü kaderim
Yerindiğim boşunaymış sevdiğim
Deniz düşmüş bir katrenin ismine
Yaren olmuş cemi cümle hasmına
Şu fani cihanda adem cismine
Büründüğüm boşunaymış sevdiğim
* * *
Zeynep
Bin yıl geçti bu alemin yaşında
Ben daha beklerim nerdesin Zeynep
Sevgi varmış her bir işin başında
Yüreğimde gizli yerdesin Zeynep
Umutsuz umudum yok olmaz bende
Saklarım çiçekte yaprakta dende
Ağrı sızı neymiş unuttum tende
Dudakta bedende serdesin Zeynep
Deniz’e bıraktım sevgi salını
Uzatmadın bir dem zeytin dalını
Görmez oldum artık dünya malını
Ebedi gözüme perdesin Zeynep
* * *
Dostlar
Nadan diyarında kaddim yay oldu
Girince hakikat yoluna dostlar
Ağlamaktan çeşmim yaşı çay oldu
Rakiptir Çoruh’un seline dostlar
Dert eylemem asla serde dumanı
Kırk yıl köle tutsa bilmez amanı
Bivefa yarimin yoktur imanı
Salmıştır sevdanın çölüne dostlar
Pay etse cümleye dirhem aşımı
Ağyar huzurunda eğmem başımı
Deniz almasa da kanlı yaşımı
Katre kafi yaren gülüne dostlar
* * *
Sevdiğim Seni
Nice sevdalara döndüm sırtımı
Durdum da bekledim sevdiğim seni
Bilemedim eksi ile artımı
Kardım da bekledim sevdiğim seni
Bu sevda uğruna böyle zorluğa
Düştüğüm çok oldu bin bir darlığa
Dağ bayır demeden her bir varlığa
Sordum da bekledim sevdiğim seni
Deniz’leri yardım hep baştanbaşa
Çok vurdum başımı kayaya taşa
Belki de bir ömür kendimi boşa
Yordum da bekledim sevdiğim seni
* * *
Oldum
Arifler destinden hayal kurarken
Kafdağının ardındaki kuş oldum
Hiçlik alemiyle aklım yorarken
Nicesine bir ömürlük düş oldum
Elbette ki vardır gizlimle saklım
Kalmışım alemde ben iki büklüm
Kendime yetmezken küçücük aklım
Bilgiçlerin diyarına baş oldum
Bazı sakin durup bazı coşarken
Kevser abı ile dolup taşarken
İnsanların çoğu yoksul yaşarken
Haram yere ona buna aş oldum
Düğümlenip üç bin yıllık kilimde
Kafaları ters yüz ettim bilimde
Görünmez zerreyken kendi halimde
Deniz dalgalatan koca taş oldum
* * *
Dostlarım
Varmak için her dem Kaçkar başına
Sürünmekle olmaz görün dostlarım
Koşmak gerek daim düşkün işine
Erinmekle olmaz varın dostlarım
Meydan vermemeli fazlaca söze
Hitap etmek haktır canlıda öze
Gönüle girmeden yalnızca göze
Görünmekle olmaz sarın dostlarım
Deniz’de damlayı derman edende
Götürmeli canı dosta gidende
Yürek paklamadan öyle bedende
Arınmakla olmaz durun dostlarım
* * *
Güzeldir
Çiçeği açmayan sahte bahardan
Sararmış yaprağın güzü güzeldir
Aydınlığa geçit vermez seherden
Gecenin görünmez gizi güzeldir
Bülbülü ağlatan harlı gülünden
Bir canlıya fayda gelmez kulundan
Nadan diyarının altın pulundan
Hakikat şehrinin tozu güzeldir
Düşsem de Deniz’e işin sonunda
Yetişmek isterdim daim anında
Abartısız gerçek dostlar yanında
Bir sözcükten daha azı güzeldir
* * *
Dediler
Çektiğim cefayı hesap eyleyip
Daha geri kalan asır dediler
Gahi koyun gahi kasap eyleyip
Artık her bir şeyin kusur dediler
Sakladığım sevda sırdır serimde
Alemin ahvali vardır serimde
Dedim canlı cansız birdir serimde
Olmuşsun cihana esir dediler
Bazı Deniz isem bazı göl oldum
Bazı bir efendi bazı kul oldum
Bilcümle cihana turap yol oldum
Postundan yapılmaz hasır dediler
* * *
Erenler
Bin ışıktan süzülüp yeryüzüne
Kırk alemin cemi oldum erenler
Toplanmadan önce Araf düzüne
Her canlının yemi oldum erenler
Zemzem ile yusam artık arınmaz
Kol taşımaz deli gönül erinmez
Hangi yöne gitsem sonu görünmez
Rotasız bir gemi oldum erenler
Deniz’leri yardım eğri asayla
Çarmıha gerildim bugün İsa’yla
Nedeni belirsiz zalim yasayla
Şah’ Merdan’a cami oldum erenler
* * *
İnsansın
Yar senin gönlünde gerçekten herkes
Varsa eğer sen o zaman insansın
Gürcü Türk Arap Kürt Ermeni Çerkes
Birse eğer sen o zaman insansın
Kendine düşerse dert ile elem
Bir sözü bin kalbe yazarmış kalem
Sevgine yetmeyip koskoca alem
Darsa eğer sen o zaman insansın
Aşkın Deniz’inde derine dalmak
Sonsuzluğa kadar akılda kalmak
Verip dünya malın bir gönül almak
Karsa eğer sen o zaman insansın
* * *
Deniz Ortasında
Kimi hayrı kimi şerri
Böldüm deniz ortasında
Aradığım her bir sırrı
Buldum deniz ortasında
Kulak asmazlar dilime
Yüklerler vebal belime
Ağlanacak her halime
Güldüm deniz ortasında
Kurdu sürüye kattılar
Cehennem oduna attılar
Rotasız kaptan ettiler
Kaldım deniz ortasında
Bazı sevdi bazı yerdi
Bazı ağır yükü verdi
Derman diye nice derdi
Aldım deniz ortasında
Olmadı kimseye kastım
Yine de soydular postum
İşte düşman ile dostum
Bildim deniz ortasında
Dertten beladan kaçmadan
Kanatlanıp da uçmadan
Gönülde çiçek açmadan
Soldum deniz ortasında
Musa gezermiş asalı
Hayatta Araf misali
Sattılar bunca masalı
Böldüm deniz ortasında
İster kaldır ister dayat
Ödenecek oldu diyet
Günü geldi bitti hayat
Sildim deniz ortasında
Demesem de asla aman
Halim oldu daim yaman
Dostlar unuttuğu zaman
Öldüm Deniz ortasında
* * *
Fark Etmez
Elde olmayınca hiçbiri gülüm
Beş yüzü fark etmez bini fark etmez
Bulamaz olduktan sonra ben yolum
Gecesi fark etmez günü fark etmez
Doğayı yok edip boğan dumanın
Bunca haksızlığa gözün yumanın
Canlıyı zerreye saymaz imanın
Tanrısı fark etmez dini fark etmez
Hep kendine alan dünya varını
Çözer mi acaba gerçek sorunu
Hesap etmeyince Deniz yarını
Bugünü fark etmez dünü fark etmez
* * *
Dost
Neşe olsa zor yaşına
Gamla olmak evladır dost
Yürümezse tek başına
Cümle olmak evladır dost
Eyüp müsün bunca sabır
Ne eylesen sonu kabir
Taşırmaya ahiri bir
Damla olmak evladır dost
Tabaksız bu postlardansa
Zalimleşen üstlerdense
Ağyar gibi dostlardansa
Kemle olmak evladır dost
Makbuldür ya belki baldan
Deniz çıkmaz tuzsuz gölden
Daim batan gonca gülden
Çamla olmak evladır dost
* * *
Bugünler
Yürekler atarken aynı coşkuyla
Artvin’e varsaydım keşke bugünler
Ferhat’ın Şirin’e olan aşkıyla
Ömrümü verseydim keşke bugünler
On değil yüz duvar engel olsa da
Çoruh buruk akar taşıp dolsa da
İçi hep kan ağlar yüzü gülse de
Yarasın sarsaydım keşke bugünler
Ardanuç sıcakta yanar kavrulur
Serin yaylalara gözler çevrilir
Tarlalar biçilir harman savrulur
Toprağı karsaydım keşke bugünler
Temmuzda Arhavi cennettir gülüm
Özlerim her daim düşmezse yolum
Horonda kalkarken havaya kolum
Dizleri kırsaydım keşke bugünler
Borçka’yı ikiye bölen bu nehir
Temizler her şeyi olsa da zehir
Gece hüzünlenip etmeden tehir
Bir hayal kursaydım keşke bugünler
Çeşmede güğümler tek tek dolarken
Sam yelleri yeşil yaprak yalarken
Zurnalar horonlar barlar çalarken
Davula vursaydım keşke bugünler
Dalgalar hüzünlü daim Hopa’da
Çay yeşerir büyür her bir çapada
Sarp’a giden yollar kaldı sapada
Bir tünel yarsaydım keşke bugünler
Sıla özlemiyle içi yananın
Bir dost selamıyla derdi dinenin
Arsiyan Dağında Fatma Ninenin
Hatrını sorsaydım keşke bugünler
Murgul’un yüreği ar Damar’ına
Yeşeriyor kızıl toprak yarına
Gönlü yüce olan dostlar varına
Gülleri serseydim keşke bugünler
Bilbilan dört şehre yurt olur yazın
Dost düşman orada mert olur yazın
Ilık rüzgar esse sert olur yazın
Göğsümü gerseydim keşke bugünler
Efkar Tepesinden Şavşat görünür
Kimisi uçar da kimi sürünür
Bağları bin türlü renge bürünür
Sümbüller derseydim keşke bugünler
Yusufeli gönüllerde yaşıyor
Çoruh dolup dağlarından taşıyor
En sonunda Deniz’lere koşuyor
Önüne dursaydım keşke bugünler
Çark-ı devran yanlış döner ezeli
Kurudu bağında güller zamansız
Gönül gözü görmüş iken güzeli
Ayrıldı sılada yollar zamansız
İçi sağlam dışı çürüktü daim
Gönlü bu sevdadan kırıktı daim
Sevgi yüreğinde birikti daim
Konuşmaz lal oldu diller zamansız
Zehirle boşaltıp sunulan camla
Ömür böyle geçti çiğ ile hamla
Elli yıl doldu da küçük bir damla
Götürdü Deniz’e seller zamansız
* * *
Sevdiğim
Bir insan ömrüne değer zamanda
Süründüğüm boşunaymış sevdiğim
Evvelde ahirde ahd u amanda
Göründüğüm boşunaymış sevdiğim
Bazı yeraltına bazı üstüne
İner çıkar mekan olur dostuna
Cahiller destinde abdal postuna
Sarındığım boşunaymış sevdiğim
Arşa çıkarınca beni kederim
Semada bulutu turap ederim
Gülmez imiş diye kötü kaderim
Yerindiğim boşunaymış sevdiğim
Deniz düşmüş bir katrenin ismine
Yaren olmuş cemi cümle hasmına
Şu fani cihanda adem cismine
Büründüğüm boşunaymış sevdiğim
* * *
Zeynep
Bin yıl geçti bu alemin yaşında
Ben daha beklerim nerdesin Zeynep
Sevgi varmış her bir işin başında
Yüreğimde gizli yerdesin Zeynep
Umutsuz umudum yok olmaz bende
Saklarım çiçekte yaprakta dende
Ağrı sızı neymiş unuttum tende
Dudakta bedende serdesin Zeynep
Deniz’e bıraktım sevgi salını
Uzatmadın bir dem zeytin dalını
Görmez oldum artık dünya malını
Ebedi gözüme perdesin Zeynep
* * *
Dostlar
Nadan diyarında kaddim yay oldu
Girince hakikat yoluna dostlar
Ağlamaktan çeşmim yaşı çay oldu
Rakiptir Çoruh’un seline dostlar
Dert eylemem asla serde dumanı
Kırk yıl köle tutsa bilmez amanı
Bivefa yarimin yoktur imanı
Salmıştır sevdanın çölüne dostlar
Pay etse cümleye dirhem aşımı
Ağyar huzurunda eğmem başımı
Deniz almasa da kanlı yaşımı
Katre kafi yaren gülüne dostlar
* * *
Sevdiğim Seni
Nice sevdalara döndüm sırtımı
Durdum da bekledim sevdiğim seni
Bilemedim eksi ile artımı
Kardım da bekledim sevdiğim seni
Bu sevda uğruna böyle zorluğa
Düştüğüm çok oldu bin bir darlığa
Dağ bayır demeden her bir varlığa
Sordum da bekledim sevdiğim seni
Deniz’leri yardım hep baştanbaşa
Çok vurdum başımı kayaya taşa
Belki de bir ömür kendimi boşa
Yordum da bekledim sevdiğim seni
* * *
Oldum
Arifler destinden hayal kurarken
Kafdağının ardındaki kuş oldum
Hiçlik alemiyle aklım yorarken
Nicesine bir ömürlük düş oldum
Elbette ki vardır gizlimle saklım
Kalmışım alemde ben iki büklüm
Kendime yetmezken küçücük aklım
Bilgiçlerin diyarına baş oldum
Bazı sakin durup bazı coşarken
Kevser abı ile dolup taşarken
İnsanların çoğu yoksul yaşarken
Haram yere ona buna aş oldum
Düğümlenip üç bin yıllık kilimde
Kafaları ters yüz ettim bilimde
Görünmez zerreyken kendi halimde
Deniz dalgalatan koca taş oldum
* * *
Dostlarım
Varmak için her dem Kaçkar başına
Sürünmekle olmaz görün dostlarım
Koşmak gerek daim düşkün işine
Erinmekle olmaz varın dostlarım
Meydan vermemeli fazlaca söze
Hitap etmek haktır canlıda öze
Gönüle girmeden yalnızca göze
Görünmekle olmaz sarın dostlarım
Deniz’de damlayı derman edende
Götürmeli canı dosta gidende
Yürek paklamadan öyle bedende
Arınmakla olmaz durun dostlarım
* * *
Güzeldir
Çiçeği açmayan sahte bahardan
Sararmış yaprağın güzü güzeldir
Aydınlığa geçit vermez seherden
Gecenin görünmez gizi güzeldir
Bülbülü ağlatan harlı gülünden
Bir canlıya fayda gelmez kulundan
Nadan diyarının altın pulundan
Hakikat şehrinin tozu güzeldir
Düşsem de Deniz’e işin sonunda
Yetişmek isterdim daim anında
Abartısız gerçek dostlar yanında
Bir sözcükten daha azı güzeldir
* * *
Dediler
Çektiğim cefayı hesap eyleyip
Daha geri kalan asır dediler
Gahi koyun gahi kasap eyleyip
Artık her bir şeyin kusur dediler
Sakladığım sevda sırdır serimde
Alemin ahvali vardır serimde
Dedim canlı cansız birdir serimde
Olmuşsun cihana esir dediler
Bazı Deniz isem bazı göl oldum
Bazı bir efendi bazı kul oldum
Bilcümle cihana turap yol oldum
Postundan yapılmaz hasır dediler
* * *
Erenler
Bin ışıktan süzülüp yeryüzüne
Kırk alemin cemi oldum erenler
Toplanmadan önce Araf düzüne
Her canlının yemi oldum erenler
Zemzem ile yusam artık arınmaz
Kol taşımaz deli gönül erinmez
Hangi yöne gitsem sonu görünmez
Rotasız bir gemi oldum erenler
Deniz’leri yardım eğri asayla
Çarmıha gerildim bugün İsa’yla
Nedeni belirsiz zalim yasayla
Şah’ Merdan’a cami oldum erenler
* * *
İnsansın
»Evreni Bütün Edelim«
Osman Kaya
Yar senin gönlünde gerçekten herkes
Varsa eğer sen o zaman insansın
Gürcü Türk Arap Kürt Ermeni Çerkes
Birse eğer sen o zaman insansın
Kendine düşerse dert ile elem
Bir sözü bin kalbe yazarmış kalem
Sevgine yetmeyip koskoca alem
Darsa eğer sen o zaman insansın
Aşkın Deniz’inde derine dalmak
Sonsuzluğa kadar akılda kalmak
Verip dünya malın bir gönül almak
Karsa eğer sen o zaman insansın
* * *
Deniz Ortasında
Kimi hayrı kimi şerri
Böldüm deniz ortasında
Aradığım her bir sırrı
Buldum deniz ortasında
Kulak asmazlar dilime
Yüklerler vebal belime
Ağlanacak her halime
Güldüm deniz ortasında
Kurdu sürüye kattılar
Cehennem oduna attılar
Rotasız kaptan ettiler
Kaldım deniz ortasında
Bazı sevdi bazı yerdi
Bazı ağır yükü verdi
Derman diye nice derdi
Aldım deniz ortasında
Olmadı kimseye kastım
Yine de soydular postum
İşte düşman ile dostum
Bildim deniz ortasında
Dertten beladan kaçmadan
Kanatlanıp da uçmadan
Gönülde çiçek açmadan
Soldum deniz ortasında
Musa gezermiş asalı
Hayatta Araf misali
Sattılar bunca masalı
Böldüm deniz ortasında
İster kaldır ister dayat
Ödenecek oldu diyet
Günü geldi bitti hayat
Sildim deniz ortasında
Demesem de asla aman
Halim oldu daim yaman
Dostlar unuttuğu zaman
Öldüm Deniz ortasında
* * *
Fark Etmez
Elde olmayınca hiçbiri gülüm
Beş yüzü fark etmez bini fark etmez
Bulamaz olduktan sonra ben yolum
Gecesi fark etmez günü fark etmez
Doğayı yok edip boğan dumanın
Bunca haksızlığa gözün yumanın
Canlıyı zerreye saymaz imanın
Tanrısı fark etmez dini fark etmez
Hep kendine alan dünya varını
Çözer mi acaba gerçek sorunu
Hesap etmeyince Deniz yarını
Bugünü fark etmez dünü fark etmez
* * *
Dost
Neşe olsa zor yaşına
Gamla olmak evladır dost
Yürümezse tek başına
Cümle olmak evladır dost
Eyüp müsün bunca sabır
Ne eylesen sonu kabir
Taşırmaya ahiri bir
Damla olmak evladır dost
Tabaksız bu postlardansa
Zalimleşen üstlerdense
Ağyar gibi dostlardansa
Kemle olmak evladır dost
Makbuldür ya belki baldan
Deniz çıkmaz tuzsuz gölden
Daim batan gonca gülden
Çamla olmak evladır dost
* * *
Bugünler
Yürekler atarken aynı coşkuyla
Artvin’e varsaydım keşke bugünler
Ferhat’ın Şirin’e olan aşkıyla
Ömrümü verseydim keşke bugünler
On değil yüz duvar engel olsa da
Çoruh buruk akar taşıp dolsa da
İçi hep kan ağlar yüzü gülse de
Yarasın sarsaydım keşke bugünler
Ardanuç sıcakta yanar kavrulur
Serin yaylalara gözler çevrilir
Tarlalar biçilir harman savrulur
Toprağı karsaydım keşke bugünler
Temmuzda Arhavi cennettir gülüm
Özlerim her daim düşmezse yolum
Horonda kalkarken havaya kolum
Dizleri kırsaydım keşke bugünler
Borçka’yı ikiye bölen bu nehir
Temizler her şeyi olsa da zehir
Gece hüzünlenip etmeden tehir
Bir hayal kursaydım keşke bugünler
Çeşmede güğümler tek tek dolarken
Sam yelleri yeşil yaprak yalarken
Zurnalar horonlar barlar çalarken
Davula vursaydım keşke bugünler
Dalgalar hüzünlü daim Hopa’da
Çay yeşerir büyür her bir çapada
Sarp’a giden yollar kaldı sapada
Bir tünel yarsaydım keşke bugünler
Sıla özlemiyle içi yananın
Bir dost selamıyla derdi dinenin
Arsiyan Dağında Fatma Ninenin
Hatrını sorsaydım keşke bugünler
Murgul’un yüreği ar Damar’ına
Yeşeriyor kızıl toprak yarına
Gönlü yüce olan dostlar varına
Gülleri serseydim keşke bugünler
Bilbilan dört şehre yurt olur yazın
Dost düşman orada mert olur yazın
Ilık rüzgar esse sert olur yazın
Göğsümü gerseydim keşke bugünler
Efkar Tepesinden Şavşat görünür
Kimisi uçar da kimi sürünür
Bağları bin türlü renge bürünür
Sümbüller derseydim keşke bugünler
Yusufeli gönüllerde yaşıyor
Çoruh dolup dağlarından taşıyor
En sonunda Deniz’lere koşuyor
Önüne dursaydım keşke bugünler